Thengom Gryffindor V.sınıf öğrencisiydi. Güneş gibi sarı saçları, kalıplı bir yapısı ve uzunca boyu vardı. Cesur, sevimli fakat bir o kadarda asiydi. Pratik bir zekası vardı. Ama o pratik zekasını kızlara ve oyunlara harcamakta ısrar ediyordu. Tipik bir Gryffindordu. Cesurluğu bazen abartıyordu. Öyle ki bazen profesörlere bile kafa tutuyordu. Babası Gryffindor, annesi ise Ravenclaw'dan mezundu. O ise her zaman Gryffindor'lu olmak istiyordu. Seçmen şapkada bunu anlamış olacak ki onu oraya göndermişti.
Hogwarts'ta ki 5 yılı ne kadar da çabuk geçmişti. Ailesi ve arkadaşları sayesinde... En çok vakit geçirdiği arkadaşı ise Isabella idi. Isabella Hufflepuff'tandı. Zaten aksisi düşünülemezdi. 'Sen bir yılansın!' demişti Thengom ona okuldaki ilk yıllarında. 'Niye Slytherin'e seçmedi ki seni o şapsal şapka!'. Oysa nedenini daha iyi anlıyordu. Isabel iyimser ve dostça tavırlarıyla Thengom'un ilgisini çekmeyi başarmıştı. O, bina ayrımı yapmadan herkese yardım ediyordu. Isabel'deki sevilmeyen tek özelliği ise çabuk sinirlenmesiydi. Thengom ise bu duruma alışmış görünüyordu. Arkadaşının ani çıkışlarına bile gülerek cevap veriyordu.
Bir KSKS dersinin sonuydu. Thengom yine Profesör Snape ile tartışmış ve ceza almıştı. Isabella'ya 'Sen dışarı çıkıp dolaş, ben cezalıyım.' dedi. Isabella hiçbir şey demedi fakat gözlerinden 'Yine mi!' ifadesi okunuyordu. Thengom Isabella'yı uğurladıktan sonra profesör ile başbaşa kalmıştı. Meraklı tüm öğrenciler kapının arkasında olan biteni anlamak için kulak kesilmişlerdi. Profesör Snape masaya tüm gücüyle vurdu ve 'Sen, küçük şeytan! Eğer bir daha bana karşı terbiyesizlik yaparsan, okuldan atılacaksın.' Thengom susmayı tercih etti. Cevap verecek kadar cesur olabilirdi fakat ailesini ve arkadaşlarını üzmeyi göze alabilecek kadar cesur değildi malesef. Bu sırada kapıdaki tüm öğrenciler profesörün sesiyle irkildiler. İçlerinden biri 'Bence dağılalım.' diye bir teklifte bulunsada buna aldırış edenin olmadığını anladı. 'Şimdi gidebilirsin, iblis.' Snape'in son sözü bu oldu. Bunu duyan öğrenciler aniden dağılmaya başladılar. Kapının arkasında ki kargaşa sürerken Thengom kendini dışarı attı. Ona bakan meraklı gözlere cevap vermek istiyordu ama tüm sözler boğazında düğümlenmişti. Hızlı adımlarla meraklı gözlerin arasında kayboldu. Isabella'yı aramak üzere bahçeye çıktı.
Isabella her zamanki gibi arkadaşlarıyla -çevresi geniş bir kız- sohbet ediyordu. Thengom'ı ve kızarmış yüzünü görünce hemen yanına gitmek üzere oturduğu yerden kalktı. 'Ne oldu?' kısık, meraklı ses tonuyla sordu. 'Konuşmak istemiyorum. Lisa'yı gördün mü?' Lisa, Thengom'un hoşlandığı kızdı. Yaklaşık bir senedir ondan hoşlanıyor fakat söyleyemiyordu. Lina bir Ravenclaw idi. Bu yüzden de herkesten daha zordu. 'Hayır, görmedim.' Thengom'un konuşmaya hali yoktu. Bu yüzden cümleleri kısa ve özdü. 'Tamam. Ben yalnız kalmak için yasak ormana gidiyorum.' dedi. Isabel şaşırdı ama onu durduramayacağını biliyordu. 'Tamam.' Isabella'nın tek söyleyebildiği bu oldu.
Konu: sssssssssssssssssss 
